öykümüz

Şaka şaka!!! Belki bu kadar ileriye gidemiyor olabiliriz ama bunları hayal etmenin bile, bizi koşar adım ileriye taşıyacağını biliyoruz. Hatta buna eminiz.

O yüzden işimize her sabah hayal ederek başlıyoruz. Hayal ettiğimiz her şeyi önce fikre, sonra gerçeğe dönüştürüyoruz. Marka olabilmek yönünde ilerleyen tüm müşterilerimizle belirlediğimiz en önemli yol haritası bu üç ana fikre dayanmaktadır. Hayal et, fikre dönüştür, gerçeği yakala….

Bu yolda yani markanızı ‘’MARKA’’ yapma yolunda,yolun üstündeki taşları ayıklamanıza yardımcı olmayı istiyoruz. Yolu asfalt yola çevirip, gaza basıp; hızla tozu dumana katın istiyoruz. Bunu isterken elbet ellerimizi açıp dilekler tutmuyoruz. Her alanda; dijital, event&organizasyon, PR, fuar, sosyal medya, promosyon, video mapping gibi çok havalı bütün başlıklarda en yakın arkadaşınız olmayı hedefliyoruz. Sizle hedeflediğimiz yol basit bir iş ilişkisi değil; uzun soluklu bir dostluk.

Sizle hedeflediğimiz yol basit bir iş ilişkisi değil; uzun soluklu bir dostluk. Takım ilişkisine inanan ve güvenen ruhumuzla ve müşterilerimizle birlikte büyük bir ekip olmanın heyecanını yaşıyoruz.

Bütün bunları kesemize koyarak Kasım 2016 tarihi itibariyle yaklaşık 3 günde yani 36 saatte fikren ve fiziksel olarak hazırlanmış tatlılar tatlısı iş kollarımızı, çalışanlarımızı ve ofisimizi işe hazır hale getirdik.

İşini severek yapan bir ekiple çalışmak size işinizin hem en doğru şekilde yapılmasını sağlayacak hem de mutlu olmanızı sağlayacaktır. Keyifle çalışılan her iş, ortaya gülücükler saçan sonuçlar doğurur.

Bundan yola çıkarak her işimizi severek ve eğlenerek yapıyoruz. Siz de gelin!!! Hep beraber eğlenelim.

Heyecanlı bir yola gelin hep beraber çıkalım. Hem eğlenelim, hem çalışalım.

Goethe'nin de dediği gibi '' Bir şey her şey için, her şey, bir şey için vardır.''

3 masa,8 sandalye al, elektiriği bağlat, televizyon al, plaksız olmaz yoksa Zeki Müren nasıl dinleyeceğiz derken bir de bakmışız ofisimiz kurulmuş, ellerimizde laptoplarımız, en gülümseyen halimizle karşınızdayız.

Şarkımızı söylemeye başladık. Sözleri bizden, müziği doğadan. Size düşense sadece şarkıyı bizimle söylemek.